Dugin, Avrasyacılık ve Kaos

 


(Güncel yorum ve analizler için X.com (Twitter) hesabımızı takip edebilirsiniz: Analysint - For content in English please visit Analysint's Page at Substack)

Rusya’nın Suriye’de bozguna uğramasının ardından yaşanan çekilme sürecinde Avrasyacılık ideolojisinin mimarlarından Rus milliyetçisi eksantrik “düşünür” Alexander Dugin Türkiye’yi sosyal medyadan tehdit ederek “Kemal’in Türkiye’sinin sonu başladı, yapmadıklarımızı yapacağız, pişman olacaksın ama çok geç olacak” paylaşımında bulundu. Ardından FSB’deki ağabeyleri kulağını çekmiş olacaklar ki gönderiyi sildi ve “Suriye'de Ruslar olmazsa, Erdoğan çok önemli bir müttefikini ve dostunu kaybeder. 2015'teki gerilimde ve darbede Erdoğan'a yardım için çok şey yaptık. Rusya Türkiye'ye zarar vermeyecek ama bu ihanetten sonra yardıma gelmesi zor,” diyerek bu sefer aba altından sopa gösterdi.  Türkiye’de bazı çevreler Dugin’in Rusya’da ciddiye alınmadığını, partisinin marjinal olduğunu, kendisinin bir nevi meczup olarak görüldüğünü iddia ederek Dugin’in açıklamasını önemsiz gibi göstermeye çalıştılar. Peki gerçekten Dugin ciddiye alınması zor, önemsiz ve marjinal bir şahıs mı? Bu sorunun cevabı Dugin’in şahsiyetinden önce ideolojisi, bağlantıları ve hizmet ettiği çevrelerde aranmalı.

Dugin 1990 yılında ilk eseri Mutlak'ın Yolları’nı yayınlıyor ve bir yıl sonra hem kendi yayınevi hem de yeni entelektüel ve siyasi ağlarının merkezi olacak derneği/organizasyonu “Arktogeia”yı kuruyor. Arctogaia kendini şu şekilde tanımlamıştır:

 

ARCTOGAIA, dünya uluslarının dini geleneklerini, kültürlerini ve tarihlerini inceleyen bir entelektüeller topluluğudur. Derneğin faaliyetleri, dünya dinleri ve ulusları arasında, tüm insanlığın ortak mirası olan tarih öncesi ilksel bir gelenek temelinde daha güçlü bağlar kurmaya odaklanmıştır. Özellikle Avrasya kıtasındaki halkların geleneksel değerlerine özel bir önem verilmektedir. Avrasya’nın yaşam tarzı, inançları, kültürü ve bu halkların evrensel tarih üzerindeki etkisi, Arctogaia'nın araştırmalarının odak noktasıdır. Bunun yanı sıra, dernek üyeleri sosyal ve siyasi ideolojilerin temel ilkelerini de incelemektedir.

 

Derneğin ismi nereden geliyor merak ettiyseniz nazizmin okült kökenleri için büyük esin kaynağı olan Ariosofi'nin kurucuları Guido von List ve Jörg Lanz von Liebenfels’in Aryanların en eski vatanını yani Urheimat’ını, kayıp kutup kıtası "Arktogäa" (Kuzey-Gaia) ile ilişkilendirdiklerini bilmeniz şimdilik yeterli. Dugin neden ve neye karşı böyle bir yol seçti bu yazı dizisi içinde değineceğiz.

Arktogeia manifestosunda, modern Dünya’ya karşı nasıl karşı çıkılacağı ve bu karşı çıkış davasının merkezinde yer alan kişiler sıralanıyor. Dugin’in ilk manifestosundaki isimler çok çeşitli ve farklı arka planlardan geliyorlar. René Guénon ve Martin Heidegger, George Lukács ve Ali Şeriati, Nietzsche ve Carl Jung aynı listedeler örneğin.

Kaos Büyüsü

Dugin’in bu fikirleri, 2002’de Avrasya Partisi’nin kurulmasına temel oluşturmuştur. Bu partinin kuruluş aşamasında kısmen KGB’nin halefi olan FSB tarafından finanse edildiği iddialarına da dikkat çekmek isterim. Avrasya Partisi’nin bayrağı, siyah bir zemin üzerinde merkezden çıkan bir desenle tasarlanmış sekiz beyaz ya da sarı oktan oluşmaktadır. Bu sembol kaos büyüsünde “kaos çarkı” ya da “kaos yıldızı” denen sembol.

Bu sebeple Dugin’in Avrasyacılığını şeytani bir tarikat olarak görenlerin sayısı az değil. Dugin’e göreyse İncil’de Tanrı’yı tanımlamak için kullanılan ve Ana Düzenleyici Öz, ama aynı zamanda Söz/Kelam anlamına gelen ve düzeni sembolize eden Logos’un yerini kaos almıştır. Bu sebeple kendini Battı hegemonyası karşısında konumlandıran kaos büyüsünün sembolü, Avrasya’nın simgesidir. Logos devri artık kapanmak üzere iddiası aynı zamanda Dugin’in çok da seküler olmayan ve derin metafizik öğeler taşıyan öğretisinde  kaosun aşkın emellerini kabul etmezsek ve buna göre davranıp yeni düzeni inşa etmezsek yıkılan eski düzenin enkazı altında kalacağımız fikriyle beraber yer buluyor. Düzene karşı kaos, Logos'a karşı düzensizlik.

Batı’nın bu inkarı yerleşik Batı düzenine ilham veren ya da  düzen tarafından bizzat yaratılıp desteklenen ideolojilerin bir rediyesi aynı zamanda. Dugin için Liberalizm kabul edilemez bir mutlak kötülük kaynağı. Eklektik ve senkretik düşüncesine Dördüncü Siyasi Teori ya da Dördüncü Yol gibi adlar takıyor. Özü itibariyle aşırı sağ hatta faşizan görüşlerinin Komünizm, Nazizm, gelenekselcilik ve Ekolojizmin en iyi yönlerini alan yeni, orijinal ve has Avrasyalı yeni bir ideoloji olduğunu öne sürüyor. Bu sebeple Rusya’da bir faşist devrime de göz kırpıyor ve hedef olarak Amerikan İmparatorluğunun yıkılmasını koyuyor takipçilerinin önüne.

Dikkat edilirse bölgede büyük ittifaklar peşinde koşan ve alternatif olduğu propagandası yapan Dugin Avrasyacılığı aslında Rus İmparatorluğu ve Sovyet Emperyalizmi'nin hedeflerine sadık kalıyor. Bir nevi postmodern Bolşevizm dersek abartmış olmayız. Sınıf mücadelesi vatanın çıkarları ve kutsiyet atfedilen topraklara materyalist tarih okumasının kaçınılmaz ve determinist tarihselciliği de kaçınılmaz bir küresel çatışmaya dönüşmüş gibi bu yeni versiyonda. Bu görüşler iflah olmaz Rus pratikliği ve realizmiyle birleşince sahada realiteye dönüşüyorlar son 20 yılda yakından tanıklık ettiğimiz üzere. Gürcistan’ın işgaliyle başlayıp Kırım’ın ilhakıyla takip eden süreç küresel bir nükleer savaşa dönüşme riski taşıyor şu anda.

Dugin Önemsiz ve Marjinal Bir Figür mü?

Dugin bir anda ortaya çıkmış ve çığırtkanlıkla dikkat çekmeye çalışan biri değil. 90’larda Devlet Duması Başkanı Gennadiy Seleznyov ve iktidardaki Birleşik Rusya Partisi’nin kilit üyelerinden Sergei Naryshkin gibi isimlere danışmanlık yaptığı biliniyor. Naryshkin bağlantısı önemli. Rusya Devlet Başkanlığı İdaresi başkanlığı yaptıktan sonra ve 2016’da Rusya Dış İstihbarat Servisi’nin (SVR) başına geçen Naryshkin Dugin’in önünü açanlardan olmalı. Dugin’in şahsen Kremlin’e erişimi başka bir konu. Son yıllarda üst düzey erişimin kısıtlandığına işaret eden bazı gelişmeler var. Ancak Kremlin erişimi etki alanının bir parçası ve belki de en önemsizi. Dikkatli incelenecek olursa  jeopolitik vizyonunun Rusya Genelkurmay Akademisi ve Savunma Bakanlığı üzerindeki etkisini görmek mümkün. Bu kısa vadeli politik angajmanlardan daha önemli ve belki de Dugin’in yaşam süresini aşacak bir etki. Gürcistan, Ukrayna, Suriye hamlelerinin arkasında Dugin’in izlerini görmek mümkün. Rusya-İran işbirliği de iki zor durumda ülkenin denize düşen yılana sarılır hikayesinden farklı. Dugin Müslüman toplumlara ve devletlere ayrı bir önem atfederek Avrasyacılık içinde önemli rol oynamalarını destekliyor.

Diğer yandan Türk’lere ilgisi de bilinen bir gerçek. Türkiye’nin Rusya tarafına çekilmesi ve Pan-Türkizm benzeri bir yapıyla Türkiye-Rusya-İran cephesinin Batı’ya karşı güçlendirilmesi planları arasındaydı. Macaristan  Devlet başkanı Viktor Orban’ın Macaristan’ı Türk Devletleri Teşkilatına Gözlemci Üye olarak sokmasının arkasında bu vizyondan alınan bir ilham var. Bu Macaristan Duginci ve Avrasyacı bir yol seçti demek değil, ancak Batı hegemonyasına alternatif arayanların ilk başvurdukları kaynak Avrasyacılık literatürü. Türkiye tarihsel sebeplerle Rusya’yla stratejik bir orta yol politikası izlerken aynı zamanda Macaristan gibi ülkelere Turancılık üzerinden göz kırpıyor. Anlayacağınız Dugin’in fikirleri Rusya tarafında olmayan cenahlarda da yankı buluyor ve stratejik olarak kullanılıyor.

Kutsal Jeopolitiğin Kurbanları

Suriye cephesi bu bağlamda sadece Rusya'nın Suriye üzerinden gelecek Katar gazı sebebiyle Avrupa üzerindeki enerji hegemonyasını kaybetmesi ihtimali sebebiyle önemli değil. Dugin'i alenen Türkiye'yi tehdit edecek kadar kızdıran durum vekiller aracılığıyla alenen Batı ve Doğu savaşı yaşanan Suriye'nin bir sembol haline gelmesi ve bu cephenin büyük bir hezimetle kaybedilmesi. Fakat diğer yandan Dugin Türkiye ABD ile pek çok sebeple sorun yaşarken ve S-400 alacak kadar Rusya'yla yakınlaşmışken Rusya'nın Türkiye'ye güvenmeyerek Suriye'nin kuzeyinde yapılacak büyük kapsamlı bir operasyona karşı hava savunma sistemlerini aktive ederek PKK'ya ve dolayısıyla ABD'ye alan açacak kadar kısır düşündüğünü hesaba katamayacak kadar kendi ideolojisine saplanmış vaziyette. Türkiye kendi çıkarı gereği yapması gerekeni yaparken 13 sene boyunca hiçbir taviz vermediği gibi 33 Türk askerini şehit eden Rusya rabbena hep bana siyasetinin sonuçlarını bu acı tecrübeyle gördü. 

Dugin şu anda inkar safhasında. Daha önceki yazılarda da belirttiğimiz gibi Apollo ve Piton, Atlantik ve Arktogaia, Kara ve Deniz'in savaşı olarak yansıtılan ve diyalektiği kurulan, Batı ve İbrani eskalotojileri üzerine inşa edilen Dugin Avrasyacılığı kendi yolunu çizen ve bağımsız Türkiye'yi fazla küçümsemiş görünüyor. Türkiye modernleşme süreciyle Batı'nın iyi değerlerini benimserken kendi özünü kaybetmemek için kabuk değiştirebilen dinamik bir ülke. Sinarşik ya da okült kaynaklı ideolojilerin ve onların sembolizminin doğrudan alıcısı değil ve olmaması gerekiyor. Dugin Avrasyacılığı İslam'ı ve Pan-Türkizm için ilksel bir monoteizm olarak sunduğu ve İbrahimi dinlerle uyumlu olduğunu iddia ettiği Tengriciliği kendi ideolojik süzgecinden geçirerek anlıyor. Türkiye'nin derin kültürel mirası bu sorular için Türk halkına daha uygun görüşler geliştirmeye gayet uygun. Bu yapılmayınca başkalarının oyununu oynamak zorunda kalıyoruz.

Bu kısa yazıda görünürde marjinal, ezoterik, komplocu intibaı bırakan Dugin Avrasyacılığının kaostan doğacak düzenle tarihin sonunu ve kıyameti getirip Batı Logos’una karşı zafer kazanma hamlelerinin sahada realiteye yön verecek bir etki alanı yaratabildiğine ve Dugin’in fikirlerinin etkisinin şahıs olarak etkisinin fersah fersah ötesine geçtiğini gördük. Dugin bir kıyamet çığırtkanı. Bunu saklamıyor. Düşüncesinin arka planında bulunan Hristiyan Mesiyanik fikirler ve Yahudi gizemciliği, bilhassa Kabala etkisi ve daha pek çok ezoterik ilham kaynağına da serinin bir sonraki yazısında bakacağız ve çok daha fazlasını inceleyeceğiz. Size anlatılanın arkasına baktıkça görecekleriniz huzurunuzu kaçıracaktır, ama o perdeyi bir kere araladıktan sonra artık kapatmak kar etmez. Burada o perdenin bir kısmını aralayacak ve yaşadığımız Dünya’ya yön veren fikirlere ve yapılara bölgemizde ve Dünya’da yaşanan güncel gelişmeler bağlamında ışık tutacağız.